17 Kasım 2011 Perşembe

SİSTEM-SİZLİK

Öğrenci koçu firarda diye düşündünüz, değil mi? Aslında buralardaydım ama sene boyunca öğrencilik ve okul konularından ben dahil herkesin çok sıkıldığını fark ettim. Gördüğüm kadarıyla herkes bu konulardan biraz uzaklaşmak istiyor. Ama kaçış yok, işte Eylül ayı geldi ve maraton yeniden başlıyor.
SİSTEM dedik. Ama sizlere SİSTEMsizlikten bahsetmek zorundayım. Çünkü ortada bir sistem olduğuna inanmıyorum. Yıllardır süregelen bir şeyler var. Ama yanlışlarla ve eksiklerle dolu. İnternet çağındayız, her şeyi kolayca araştırabiliriz. Ulaşım dünyanın her yerine kolaylıkla sağlanıyor, gidip yerinde inceleyebiliriz. Ve kendi ülkemizin gerçekleriyle harmanlayıp bize, bizim çocuklarımıza uygun en mükemmel sistemi ortaya çıkarabiliriz. Ve sonrasında sosyal yaşamın tüm alanlarında sorunlarımızın teker teker çözüldüğünü her nesilde biraz daha net görüveririz.  Her şeyin başı eğitim!
Oğlum Eren 4. Sınıfa başlayacak. Müfredatla ilgili şu iki dersi ele alalım; Fen konuları: vücudumuz, madde, kuvvet-hareket, ışık-ses, dünya, canlılar dünyası, elektrik. Sosyal konuları: kendimizi tanıyalım, geçmişimizi öğrenelim, yaşadığımız yer, sosyal örgütler, yönetimler, ülkeler-kültürel farklılıklar, tüketici hakları. Dayanamayacağım, matematiği de yazıyorum: sayılar, dört işlemler, açı, geometrik cisimler, ölçme (uzunluk, çevre, alan, tartma, sıvılar, zaman), grafikler, olasılık. Bir sene içerisinde yalnızca bu derslerden bunca farklı konuyu okuyup anlayıp sınavlarda soruları doğru cevaplayacak. 5. Sınıfa geldiğinde sıfırdan başlamak zorunda. Zaten lisede bile aynı konuları okutmalarının sebebi de bu. ÖZÜMSEYEMEMEK, SİNDİREMEMEK. Öğrenci koçluğu terimiyle “kalıcı hafızaya aktaramamak öğrendiklerini”. Neden? Çünkü her bir konuya yeterince zaman ayıramıyorlar öğretmenler.
TRT Çocuk’ta bir çizgi film var, Sid’in Bilim Dünyası. Bir bölümünde kaldıraç konusunu işlediler sınıfta. Öğretmen anlatarak ve göstererek aktardı konuyu. Sonra “haydi şimdi bahçeye çıkalım ve bunu gerçek hayatımızda nasıl kullanıyoruz bir bakalım” dedi. Gerçekte bizim öğretmenlerimizin her konuda uygulama yapma, çocukların hayal gücünü işin içine katma zamanı yok ki. Lise bitene kadar hadi bilemediniz 8. Sınıfa kadar bütün bu konuları öğrenecek vakit var. Senelere bölseniz konuları, sindirerek öğretseniz öğreteceklerinizi her sene temcit pilavı gibi önlerine gelmesi gerekmez aynı şeylerin. 4’te öğrendiklerini zaten 8’de de hatırlıyor olur çocuklarımız.
Ben kendi adıma palanganın mantığını görsel olarak bayram tatilinde Rahmi Koç Müzesi’nde gördüm. Manyetik akımı Bilim Merkezi’nde gördüm. J
İlk üç yıl okulu sevdirme, öğrenciliğe alışma, ders çalışma tekniklerini yerleştirme, hafıza tekniklerini öğrenme yılları olmalı. 4. Sınıftan itibaren bunları, gerçek ders konuları üzerinde uygulayarak ve özümseyerek öğrenme yılları olmalı. Çocuklar hem eğlenir hem öğrenir hem de yıpranmaz.
Bu da Berna’nın hayal dünyası oldu galiba…
http://www.alternatifanne.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder